Resmi evrakta (belgede) sahtecilik suçu, kamu güvenine karşı suçlar arasında TCK 204. maddede düzenlenmiştir. Resmi evrakta sahtecilik, üç farklı seçimlik hareketle kasten işlenebilen bir suçtur: • Sahte resmi belge üretilmesi veya mevcut resmi belgenin gerçeğe aykırı düzenlenmesi, • Gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi, • Sahte resmi belgenin kullanılması. Yukarıdaki üç seçimlik hareketten herhangi birinin fail tarafından işlenmesiyle resmi evrakta (belgede) sahtecilik meydana gelir. Resmi evrakta sahtecilik suçu ile özel evrakta sahtecilik suçu arasındaki en önemli fark, birincisinde sahtecilik konusu evrakın gerçeğinin yetkili resmi memur tarafından düzenlenebilen belgelerden olmasıdır. Suçun Hukuki Konusu:Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Unsurları Nelerdir? Suçun konusunu resmi belgeler oluşturmaktadır. Fail ve Mağdur: Özel bir düzenleme içermemesi sebebi ile suçun faili herkes olabilecektir. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde ise madde 204/2 hükmü geçerli olacaktır, yani nitelikli hal söz konusu olacaktır. Suçun bir kamu görevlisi tarafından fakat kamu görevinden bağımsız olarak gerçekleştirilmesi halinde ise nitelikli hali söz konusu olmayacaktır. Bu durumda suçun basit halinden ceza verilmesi gerekecektir. Suçun mağduru ise, Türk Ceza Kanunu’nun “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olması sebebiyle toplumu oluşturan bireylerin tamamıdır. Eylem: Resmi belgede sahtecilik suçu, seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun oluşması için fail tarafından şu eylemlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi yeterlidir: Resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemek, Gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek, Sahte resmi belgeyi kullanmak, Gerçeğe aykırı belge düzenlemek. Manevi Unsur: Sahtecilik suçlarında genel kastın varlığı yeterlidir. Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Şartları Nelerdir? Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşması için fail tarafından şu eylemlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi gereklidir: Resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemek, Gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek, Sahte resmi belgeyi kullanmak, Gerçeğe aykırı belge düzenlemek.  Resmi Evrakta Sahtecilik Suçu Nedir? (TCK 204) Resmi evrakta (belgede) sahtecilik suçu, kamu güvenine karşı suçlar arasında TCK 204. maddede düzenlenmiştir. Resmi evrakta sahtecilik, üç farklı seçimlik hareketle kasten işlenebilen bir suçtur: Sahte resmi belge üretilmesi veya mevcut resmi belgenin gerçeğe aykırı düzenlenmesi, Gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi, Sahte resmi belgenin kullanılması. Yukarıdaki üç seçimlik hareketten herhangi birinin fail tarafından işlenmesiyle resmi evrakta (belgede) sahtecilik meydana gelir. Resmi evrakta sahtecilik suçu ile özel evrakta sahtecilik suçu arasındaki en önemli fark, birincisinde sahtecilik konusu evrakın gerçeğinin yetkili resmi memur tarafından düzenlenebilen belgelerden olmasıdır. Resmi Evrakta Sahtecilik ve Mağdur Resmi evrakta sahtecilik suçu bir kişi aleyhine işlense bile suçun mağduru daima devlet olarak kabul edilmektedir. Fail, suçu işleyerek kamu güvenini zedelemiştir. İşlenen suç nedeniyle maddi-manevi zarar gören gerçek kişiler mağdur değil, “suçtan zarar gören” sıfatıyla soruşturma ve kovuşturmada şikayetçi olup yargılamaya katılabilirler (YCGK– K.2014/202). Resmi Evrakta Sahtecilik Suçu Şikayet Süresi TCK’da şikayete tabi suçlarda şikayet süresi genel olarak fiilin işlenmesinden itibaren 6 aydır. Resmi evrakta sahtecilik suçu, şikayete bağlı olmadığından herhangi bir şikayet süresi yoktur. Bu suçun zamanaşımı süresi en basit halinde dahi 8 yıl olduğundan, suçun şikayetçi tarafından 8 yıl içinde savcılığa bildirilmesi halinde savcılık soruşturma yapabilir. Ancak, suçun mümkün olan en kısa sürede savcılığa bildirilmesi etkin bir soruşturma yapılması açısından önemlidir. Resmi Evrakta (Belgede) Sahtecilik Suçunun Şartları Resmi evrakta sahtecilik suçunun maddi konusu resmi bir belgedir. Resmi belgede sahtecilik suçunun tüm fiiller açısından bazı ortak özellikleri vardır. Resmi belgenin düzenlenmesi, değiştirilmesi veya kullanılması suçunun seçimlik hareketleri açısından ortak özellikler şunlardır: Sahtecilik konusu belgenin resmi belge niteliğinde olması, Belgenin zarar olasılığı doğurmaya elverişli olması, Belgenin aldatıcılık özelliğine sahip olması. 1. Resmi Evrakta (Belgede) Sahtecilik Suçunda Resmi Belge Resmi evrakta sahtecilik suçunun konusunu oluşturan belge bazı özelliklere sahip olmalıdır. Suçun konusu olan belgenin özellikleri şunlardır: Resmi Belgede Sahtecilik Yazılı Belge Üzerinde İşlenebilir Suçun konusu olan resmi belge, yazılı olmalı ve belgede mutlaka bir dil kullanılmaldır. Resmi belgede kullanılan dil Türkçe dışında yaşayan veya ölü bir dil de olabilir. Ancak okunabilen evraklar resmi belgede sahtecilik suçunun konusu olabilir. Orjinali okunamayan ve içeriği anlaşılmayan belgeler zarar olasılığı doğurmayacağından resmi belgede sahtecilik suçunun konusunu oluşturamazlar. Resmi Evrakta Sahtecilik Delil Değerine Sahip Belge Üzerinde İşlenebilir Resmi evrakta sahtecilik, ancak delil değerine sahip resmi belge üzerinde işlenebilir. Resmi belgenin delil değeri yoksa, yani herhangi bir hukuki değeri yoksa suç da oluşmaz. Belgenin bir hakkın doğumuna veya sona ermesine ilişkin ispat gücüne sahip olması gerekir. Hukuki bir iddiaya esas teşkil edebilme niteliği olmayan belgeler üzerinde resmi belgede sahtecilik suçu oluşmaz. Hukuken delil niteliğine sahip evraklar “Mahsus Evrak” ve “Tesadüfi Evrak” olmak üzere iki ayrılırlar. Mahsus evrak, özellikle belli bir konuda delil olarak düzenlenen resmi belgedir. Örneğin, noterden verilen vekaletname, mahkeme ilamı, icra dairesi ödeme emri, nüfus cüzdanı, pasaport, araç ruhsatı vs. gibi evraklar mahsus evrak niteliğindedir. Tesadüfi Evrak ise belli bir konuda delil olarak düzenlenmemesine rağmen içeriği nedeniyle sonradan delil niteliği kazanan belgedir. Resmi Belgeyi “Düzenleyen” Belgeden Anlaşılmalıdır Resmi belgede sahtecilik suçunun konusunu oluşturan belgenin gerçeğinin bir kişi veya kurum tarafından düzenlenmesi gerekir. Belgenin gerçeğini düzenleyen bir kişi veya kurum yoksa resmi evrakta sahtecilik suçu oluşmaz. Düzenleyen kişi ad-soyad ve imzayla anlaşılabileceği gibi evrakın üzerinde olan bir amblem veya işaretle de anlaşılabilir. Örneğin, resmi nitelikli evrak olarak kabul edilen kambiyo senetleri altındaki imza düzenleyen kişiyi ispatlar. Aynı şekilde İSKİ, Milli Piyango, İBB vs. gibi amblemli resmi belgelerden de düzenleyen kurum anlaşılabilmektedir. Resmi Belge Mutlaka Kamu Görevlisi Tarafından Düzenlenmeli Suçun konusu olan resmi belgenin kamu görevlisi tarafından düzenlenebilen belgelerden olması gerekir. Belgede adı geçen kamu görevlisinin suçun konusu olan resmi belgenin gerçeğini düzenleme yetkisi olmalıdır. Kamu görevlisinin suç konusu resmi evrakın gerçeğini düzenleme yetkisi yoksa, düzenlenen sahte evrak nedeniyle resmi evrakta sahtecilik suçu da oluşmaz. Kanundaki özel hüküm gereği bazı belgelerin gerçeği kamu görevlisi tarafından düzenlenmese bile resmi evrakta sahtecilik suçunun konusunu oluşturur. Gerçeği kamu görevlisi tarafından düzenlenmese bile resmi belgede sahtecilik suçunun meydana gelmesine neden olan belgeler şunlardır: Bono veya çek gibi kambiyo senetleri, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil, vasiyetname. Resmi Belgenin Özel Şekil Koşulları Resmi evrakta sahtecilik suçunun vücut bulması için belgenin mutlaka belirli bir şekilde düzenlenmesi şartı yoktur. Herhangi bir şekilde düzenlenen resmi evrak suçun konusu olabilir. Ancak, TCK dışındaki herhangi bir kanun, bazı resmi belgeler için özel şekil şartları öngörmüşse belgenin o kanunda belirtilen usul ve şekil şartlarına uygun düzenlenmesi gerekir. Kanunda öngörülen usul ve şekle riayet edilmeden düzenlenen belgeler resmi evrak olarak kabul edilemeyeceğinden resmi belgede sahtecilik suçunun da konusu Örneğin, 3 kişilik kurul halinde hazırlanan bir bilirkişi raporunda bir bilirkişinin imzası eksikse resmi belgede usul eksikliği vardır. Bu belge üzerinde bir kişi tarafından tahrifat yapılsa bile resmi evrakta sahtecilik suçu oluşmaz. Çünkü, imza eksikliği nedeniyle evrak kanunda belirtilen usul ve şekil şartlarına sahip değildir. 2. Resmi Evrakta Sahtecilik Suçunda Zarar Olasılığı Resmi belgede sahtecilik suçu hem kamu güvenini bozmalı hem de kişilerin haklarını ihlal ederek zarar olasılığı doğurmalıdır. Suçun konusu resmi evrakın somut bir zarar meydana getirmesi şart değildir. Mahkeme, yargılama sırasında suçun unsurlarının tespiti amacıyla belgenin meydana getirdiği somut zararı değil, zarar olasılığının var olup olmadığını araştırmalıdır. Zarar olasılığı doğurmaya elverişli olmayan evrak, resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturmaz. 3. Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Aldatıcılık Resmi belgede sahtecilik suçunun en önemli şartlarından biri belgenin “aldatıcılık” özelliğine sahip olmasıdır. Zarar olasılığının doğması için evrakta yapılan sahteciliğin çok sayıda insanı aldatacak özellikte olması gerekir. Belgedeki aldatıcılık özelliği objektif olarak mevcut olmalıdır. Belgenin objektif özellikleri sebebiyle değil de, belgenin muhatabı olan şahsın kişisel hatası, dikkatsizliği veya özensizliği nedeniyle zarar olasılığı doğmuşsa aldatıcılıktan bahsedilemez. Mağdur veya suçtan zarar gören şahıstan kaynaklanan kişisel hatalar iğfalin meydana gelmesine neden olmuşsa resmi belgede sahtecilik suçu oluşmaz. Sahtecilik belgeden açıkça anlaşılıyorsa o belgenin aldatma yeteneği olmadığından, suçun unsuru olan “aldatıcılık” özelliğinin gerçekleştiği ileri sürülemez. Belgenin aldatma yeteneği olmamasına rağmen, belgenin verildiği devlet kurumu görevlisinin dikkatsizliği yüzünden işlem yapılsa bile resmi belgede sahtecilik suçu oluşmaz. Ayrıca özel bir kanun devlet kurumlarına ibraz edilen belgenin sahte olup olmadığının araştırılmasını zorunlu kılıyorsa, araştırma yapmadan belgenin kabul edilmesi halinde resmi belgede sahtecilik suçu oluşmaz. Örneğin, Yargıtay, diploma denkliği için yabancı ülkeden diploması olmadığı halde gerçek dışı bir diplomayla başvuran kişinin resmi belgede sahtecilik suçunu işlemediğine karar vermiştir. Çünkü bu konuyla ilgili yönetmelik, özel olarak idari kuruma diplomanın sahte olup olmadığını araştırma zorunluluğu getirmiştir. Kurum araştırma yapmadan diplomayı kabul etse bile resmi belgede sahtecilik suçu meydana gelmez (Yargıtay - 11. CD. 4570/2836 K.)  Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Seçimlik Hareketleri Resmi evrakta sahtecilik suçu, genel olarak aşağıdaki üç hareketten herhangi birisinin işlenmesiyle meydana gelir: Resmi Belgeyi Sahte Olarak “Düzenleme”, Resmi Belgeyi Başkalarını Aldatacak Biçimde “Değiştirme”, Sahte Resmi Belgeyi “Kullanma”. 1. Resmi Belgeyi Sahte Olarak “Düzenleme” Suçu (TCK 204/1) TCK md. 204/1, resmi evrakta sahtecilik suçu için bazı seçimlik hareketler öngörmüştür. Söz konusu seçimlik hareketlerden biri de “resmi belgeyi sahte olarak düzenleme” fiilidir. Resmi belgeyi sahte olarak düzenleme, bir belgenin resmi belge gibi gerçekmiş gibi üretilmesi suretiyle işlenir. Belge, kısmen veya tamamen gerçeğe aykırı üretilmişse suç oluşur. Belgenin form, şekil, amblem, başlık, ünvan ve diğer yazı özellikleri yönünden taklit edilmesi de “düzenleme” suçu için yeterlidir. Örneğin, nüfus müdürlüğü tarafından verilen Nüfus Cüzdanının şekil yönünden taklit edilerek üretilmesi resmi belgeyi sahte olarak düzenleme suçunu oluşturur. TCK m.204/1’deki düzenleme fiili, gerçek resmi belgeyi düzenleyen kişiden başka bir kimse tarafından işlenmelidir. Resmi belgeyi sahte olarak düzenleme suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisi gerçek bir resmi evrak düzenlemiş olmalı, başkası da bu gerçek evrakın sahtesini düzenlemelidir. Görevi gereği düzenlemesi gereken bir resmi belgeyi sahte bir şekilde düzenleyen, yani gerçek ve sahte resmi belgeyi düzenleyen kişinin aynı kişi olduğu hallerde TCK m.204/2 hükümleri uygulanacaktır. Kamu görevlisinin görevine girmeyen bir resmi evrakı düzenlemesi halinde ise TCK m.204/1 hükümleri uygulanacaktır. Suçun oluşması için belgenin düzenlenmesi fiili yeterli olup ayrıca kullanılması şart değildir. Evrakın aldatma yeteneği varsa, evrak kullanılmasa bile resmi belgeyi sahte olarak düzenleme suçu oluşur. 2. Resmi Belgeyi Başkalarını Aldatacak Biçimde Değiştirme Suçu (TCK 204/1) Bu seçimlik hareketle suçun işlenebilmesi için öncelikle kamu görevlisi tarafından görevinden dolayı düzenlenen gerçeğe uygun bir resmi belgenin mevcut olması gerekir. Gerçeğe uygun olarak kamu görevlisi tarafından düzenlenen belgeye, delil olma özelliklerini veya hukuki farklılık yaratacak unsurların eklenmesi veya çıkarılması bu suçun oluşmasına neden olur. Resmi belgedeki bir yazının değiştirilmesi veya yazı eklenmesi, imzanın silinmesi, belge üzerindeki tarihin değiştirilmesi veya silinmesi, belgenin kazınmak suretiyle tahrif edilmesi halinde, yapılan bu değişikliklerle belgenin aldatıcılık vasfı varsa “resmi belgeyi başkalarını aldatacak biçimde değiştirme suçu” meydana gelir. Suç, değiştirme fiilinin işlemesiyle tamamlanır, ayrıca resmi belgenin kullanılması gerekmez. Belgenin karalanması, lekelenmesi veya kimyasal araçlar kullanılarak yazıların silinmesi mümkündür. Belge üzerinde bulunan harf veya rakamların amaca uygun hale getirilmesi de mümkün olup bu yöneteme “sürsarj metodu” denilmektedir. Örneğin, 3 rakamının 8 yapılması gibi. Tüm bu hallerde mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılarak resmi belgede sahtecilik suçunun oluşup oluşmadığı araştırılır. 3. Sahte Resmi Belgeyi Kullanma Suçu (TCK 204/1) TCK md.204/1’deki sahte belge kullanma suçu, ancak sahte olarak üretilmiş, taklit edilmiş veya değiştirilmiş resmi niteliği olan bir belgenin mevcudiyeti ve bu belgenin fail tarafından kullanılması halinde vücut bulur. Herhangi bir kimse tarafından kendisine verilen sahte resmi belgeyi kullanan fail suçu işlemiş olur. Belgeyi kullanan failin belgenin sahte olduğunu bilmesi ve belgenin sahteliğini bilerek kullanması gerekir. Fail kullandığı belgenin sahte olduğunu bilmiyorsa cezalandırılması mümkün değildir. Örneğin, sahte ehliyet üreten kişi “resmi belgeyi sahte olarak düzenleme suçu”nu işler, bu ehliyeti düzenleyen kişiden alıp kullanan kişi “sahte resmi belgeyi kullanma suçu”nu işler. Sahte resmi belge hem fail tarafından düzenlenmiş hem de kullanılmış ise yine tek suç oluşur. Her iki seçimlik hareket de TCK md. 204/1’de düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları olduğundan faile tek bir ceza verilir. Fakat bu halde mahkemenin faile vereceği cezada alt sınırdan ayrılarak daha fazla ceza vermesi gerekir. Resmi Evrakta (Belgede) Sahtecilik Suçunun Nitelikli Halleri Resmi evrakta sahtecilik suçunun daha fazla cezayı gerektiren nitelikli halleri şunlardır: Kamu görevlisinin resmi belgeyi sahte olarak düzenlemesi, değiştirmesi, kullanması (TCK 204/2). Belgenin sahteciliği ispatlanıncaya kadar geçerli belgelerden olması (TCK 204/3). 1. Kamu Görevlisi veya Memurun Resmi Belgede (Evrakta) Sahtecilik Suçu (TCK 204/2) Kamu görevlisi olan kişinin veya memurun görevinden dolayı düzenlemeye yetkili olduğu resmi belge üzerinde sahtecilik suçu işlemesi suçun nitelikli hali olarak düzenlenmiştir. Kamu görevlisi veya memurun söz konusu resmi belgeyi sahte olarak düzenlemesi veya değiştirmesi veya kullanması halinde suçun daha ağır ceza gerektiren nitelikli şekliyle cezalandırılmayı gerektirir. Bu fıkrada tanzim edilen suç, yalnızca kamu görevlisi veya memur tarafından işlenebilir. Kamu görevlisi veya memur, resmi evrakta sahtecilik suçunu görevini kötüye kullanma suretiyle işlemelidir. Kamu görevlisi veya memur, görevinden dolayı suçun konusu resmi belgeyi düzenleme, değiştirme ve kullanma yetkisine sahip olmalıdır. Resmi evrakta sahtecilik suçunu işleyen kamu görevlisi veya memur, evrakı düzenlemeye veya kullanmaya yetkili değilse, bu fıkra hükümlerine göre değil, TCK md. 204/1 fıkra hükümlerine göre cezalandırılır. TCK md. 6/1-c gereği kamu görevlisi (tanık, bilirkişi, avukat vs.) sayılan kişilerin de işledikleri fiiller bu fıkra hükmüne göre cezalandırılır. 2. Sahteliği İspatlanıncaya Kadar Geçerli Belgelerde Sahtecilik Suçu (TCK 204/3) İspat gücü bakımından hukuken iki grup resmi belge olduğu kabul edilir: 1- Sahteliği ispatlanıncaya kadar geçerli resmi belge, 2- Aksi ispatlanana kadar geçerli resmi belge. Sahteliği ispatlanıncaya kadar (sabit oluncaya kadar) geçerli belgelerde evrakta sahtecilik suçu işlendiğinde, suçun daha ağır ceza gerektiren şekli işlenmiş olur. Sahteliği ispatlanıncaya kadar geçerli olan belgeler, resmi kurumlar nezdinde tam güvenirliliğe sahip olup kesin delil niteliğinde belgelerdir. Örneğin, hakim tarafından tutulan duruşma tutanakları sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerdendir. Bu belgelerin aksi başka delillerle ispatlanamaz, ancak sahte oldukları ispatlanabilir. Örneğin, hakimin tuttuğu duruşma tutanağına duruşmanın oluş biçimi ile ilgili yazdığı herhangi bir şeyin aksi ispatlanamaz, duruşmanın hakimin tuttuğu duruşma tutanağından farklı cereyan ettiği iddia ve ispat olunamaz. Ancak duruşma tutanağının hakim tarafından tutulmadığı, sahte olduğu ileri sürülebilir. Aynı şekilde noterde düzenlenen vekaletname, imza beyannamesi, noterde düzenlenen satış sözleşmesi gibi evraklar sahteliği ispat oluncaya kadar geçerli resmi evraklardandır. Ancak, noterde onay şeklinde düzenlenen belgeler, onay dışındaki içeriği noter düzenlemediğinden onay kısmı bakımından resmi evrakta sahtecilik; içerik açısından ise özel evrakta sahtecilik suçunun konusu olabilirler. Sahteliği sabit olana kadar geçerli belgeler özel kanunlar düzenlenmiştir. Şu belgeler sahteliği ispat oluncaya kadar geçerli belge olarak kabul edilir: Mahkeme İlamları, Noterlerde Düzenleme Biçiminde Tanzim Edilen Evraklar, Duruşma Tutanakları, Seçim Tutanakları, Belediye Ceza Tutanakları (1608 sayılı Kanun md.6), İlam Niteliğindeki Belgeler (İİK md. 38), Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu gereği tutulan suç tutanakları, Sayıştay İlamları. Aksi ispatlanıncaya kadar geçerli belgeler, resmi evrak olarak yine güvenilirliğe sahip olmakla birlikte aksi her zaman ispatlanabilen belgelerdendir. Yani, herhangi bir devlet kurumunun düzenlediği bir evrak (örn, trafik cezası tutanağı) bu kategoriye girer. Örneğin, ehliyet, nüfus cüzdanı, pasaport gibi şahsi kimlik belgeleri; avukatlık kimliği, mali müşavirlik kimliği gibi mesleki kimlik belgeleri aksi ispatlanıncaya kadar geçerli geçerli belgelerdendir. TCK md. 204/3’e göre resmi evrakta sahtecilik suçu yalnızca birinci gruptaki belgelerde, yani sahteliği ispatlanıncaya kadar (sabit oluncaya kadar) geçerli belgelerde işlendiğinde suçun cezası nitelikli, yani daha ağır hale gelir. Aksi ispatlanıncaya kadar geçerli belgelerde suçun temel şekli işlenmiş olur. Örneğin, icra dairesi tutanakları aksi ispatlanıncaya kadar geçerli belgelerden olduğundan, bu tutanaklar üzerinde sahtecilik suçunun işlenmesi halinde suçun nitelikli hali meydana gelmez. YARGITAY KARARI MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ: Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM: Mahkumiyet - Kabule göre de; a- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ve Ceza Genel Kurulu’nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; kambiyo senetlerinde yapılan sahtekarlığın resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekir. Aksi takdirde yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtekarlık yapılması halinde fiil, özel belgede sahtekarlık suçunu oluşturacaktır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 688. (6102 sayılı Kanunun 776.) maddesinin 6. fıkrası uyarınca senet metninde bulunması gerekli zorunlu unsurlardan olan “tanzim yerinin” bulunmaması halinde senedin özel belge niteliğinde olacağı, dosyada mevcut suça konu senet fotokopisinde, senet üzerinde keşideci ve kefil olarak görünen kişilerin yanında idari birim sayılacak bir adresin bulunmadığı cihetle düzenleme yerinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; suça konu senet aslının duruşmaya getirtilerek şekil ve yasal unsurlar yönünden incelenmesi ile sonucuna göre keşide yerinin bulunmadığının tespiti durumunda eylemin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, b- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, c- Adli emanetin 2008/89 sırasına kayıtlı suça konu eşya hakkında herhangi bir karar verilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün busebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. Bu konu hakkında soru ve sorunlarınız için Denizli DemirGüren hukuk bürosu ile iletişime geçebilirsiniz. #